• Anasayfa
• MERSİN KAMU-SEN ANLAŞMALI KURUMLAR
• Tüzüğümüz
• Toplu Sözleşme Kanunu
• Toplu İş Sözleşmesi Kanunu
• Kamusen-Mersin
• Yönetim Kurulumuz
• Basın'da Kamusen
• Etkinliklerimiz

            Bankaların 60 Yolla Büyük Soygunu

Türkiye Kamu-Sen Mersin İl Başkanı Hüseyin ATEŞ faiz lobisine sert tepki gösterdi.

Kamu-Sen İl Başkanı ATEŞ’in açıklaması aynen şöyledir:

“Bankalar EFT ücretlerinden havale ücretlerine tam 60 yolla vatandaşları soyuyor. Bankalar bu sene ilk beş ayda bu yöntemle vatandaşlardan 12.9 milyar lira gelir elde etti. Hükümet ise soygunu sürdürüyor ve seyrediyor.

Türkiye’de bankacılık sektörünün Mayıs sonu itibariyle beş aylık faiz dışı gelirleri 12 milyar 954 milyon lira olarak gerçekleşti. Başbakan Erdoğan’ın Salı günü ‘sözde’ eleştirdiği bankaların faiz dışı gelirleri BDDK verilerine göre, 2013 Ocak - Mayıs döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 16.74 oranında arttı. Bankaların toplam faiz dışı gelirleri söz konusu dönemde 11 milyar 96 milyon liradan 12 milyar 954 milyon liraya ulaştı. Faiz gelirleri de artıyor Mayıs sonu itibariyle bankaların net faiz gelirleri ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22.33 oranında artarak 20 milyar 164 milyon liradan 24 milyar 667 milyon liraya yükseldi. 2012 yılını 23 milyar 649 milyon TL kârla kapatan bankacılık sektörü 2013 yılının ilk 3 ayında ise 6 milyar 953 milyon TL kâr elde etti. Mayıs 2013 tarihi itibariyle toplam kredi kartı sayısı 56 milyon 361 bin 749 adede, banka kartı sayısı ise 95 milyon 129 bin 839 adede yükseldi.

 

           Vatandaş şikâyetçi ama...

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 2012 yılında bakanlığın hakem heyetlerine yapılan 446 bin 54 adet başvurunun 263 bin 428 adedinin (yaklaşık yüzde 59) bankacılık sektörüne ilişkin başvurulardan oluştuğuna işaret ederek, sektöre ilişkin tüketici şikâyetlerinde geçmiş yıllara göre artış gözlemlendiğini belirtti. 2013 yılının ilk dört ayında ise hakem heyetlerine yaklaşık 135 bini (yüzde 68) bankacılıkla ilgili olmak üzere 198 bin 314 adet başvuru yapıldı. Bakan Yazıcı, şikâyetlerin nasıl sonuçlandığı konusunda ayrıntı vermedi.

         

60 kalemde vatandaşın cebi boşaltılıyor

Türkiye’de bankalar tüketicilerden çeşitli isimler altında toplam 60 çeşit ücret ve komisyon tahsil ediyor. Bu 60 kalem içinde adeta ‘yok’ yok... Referans mektubu düzenleme, mobil işlemler, mevduat araştırma ücreti (1.5 - 750 TL arasında), rehin kaldırım ücreti, kasa depozitosu, işlemsizlik ücreti (1 - 8 TL), SMS şubesi işlem ücreti (0 - 20 TL), hediye çeki düzenlenmesi, şifre gönderim ücreti ( 0 - 25 TL), kasa ziyaret masrafı (5 - 35 TL)... Bunların oluşmasında 11 yıldır sessiz kalan AKP hükümeti her ne hikmetse şu an timsah gözyaşları dökmektedir.

11 yıllık iktidarı döneminde Türk halkını plastik paraya mecbur eden Başbakan Erdoğan, ‘faiz lobisi’ tartışması ekseninde yaptığı açıklamada vatandaşlardan kredi kartına veda etmelerini istedi. Oysa vatandaşlar bankalara kolunu çoktan kaptırdı bile Türk halkının bankalara borcu 290 milyar TL’yi aştı. Bunun yaklaşık 110 milyar TL’sini tüketici kredileri, 90 milyar TL’sini konut kredileri, 90 milyar TL’sini de kredi kartı borçları oluşturuyor. Oysa AKP Hükümetinin iş başına geldiği 2002 yılı sonunda vatandaşların bankalara borcu sadece 4 milyar TL idi ve bunun 3’te birini kredi kartı borçları oluşturuyordu. Başbakan Erdoğan’ın döneminde vatandaşların faiz lobisine borcu, 72.5 kat artış gösterdi. Bir başka ifadeyle, Türk halkı bankaların kucağına itildi. Parasızlık içinde kıvranan ciddi sayıda vatandaş; erzakını hatta ekmeğini kredi kartıyla alır hale geldi.

Başbakan Şimdi Eleştiriyor

Yaklaşık 11 yıldır Türk milletinin bankalar tarafından soyulmasına sessiz kalan, hatta bunun oluşmasına zemin hazırlayan AKP Hükümeti, Gezi Parkı olaylarının akabinde ‘faiz lobisi’ etiketi altında zahiren bazı bankaları hedef almaya başladı. Nitekim kredi kartı meselesi Başbakan Erdoğan’ın topa girmesiyle farklı bir yön kazandı. Erdoğan, geçtiğimiz günlerde şehit yakınları ve gazilere verilen iftar yemeğindeki günah çıkartma konuşmasında, “Geçenlerde ben, ‘faiz lobisi’ derken boşuna demedim. Zira faiz dışı gelirlerle abad olan bir lobi var. Hani şu kredi kartları falan diyorsunuz ya, bunları almayın. Bunlardan ödediğiniz paralar, sadece bir bankayı vereceğim, isim vermiyorum, 600 trilyon bir yılda geliri, faizin dışında. Bunun yanında Ziraat, Halk, Vakıf üçünün bu yandan toplam gelir 600 trilyon. Oynanan oyunun ne kadar büyük olduğunu görüyor musunuz? Kim ödüyor bu parayı? Zengin değil, benim fakir, fukara kardeşim” şeklinde konuştu. Ancak ortada bir gerçek var: Türk halkının önemli bir bölümü kolunu hükümet politikaları sonucunda bankalara kaptırmıştır. Bankalar, avukat ordusuyla acımasız bir şekilde kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşları köşeye sıkıştırıyor. Başbakan konuşuyor ama tezgâh da aynen devam ediyor.

İlk sırada imtiyazlı grubun bankası Bankalar Birliği’nin 2013 yılı ilk çeyrek verilerine göre, kredi kartlarından aidat alan bankalar arasında ilk sırada “imtiyazlı” Doğuş Grubu’na ait Garanti Bankası yer alıyor. Garanti Bankası’nın yıllık aidat geliri 656 milyon TL’ye ulaşıyor. Doğuş Grubu’na ait TV kanalları (Star TV, NTV, CNBC-e) hükümet politikalarına destek veriyor, bu destek sayesinde de Doğuş İnşaat vasıtasıyla kamu ihalelerinden aslan payını kapıyor. Net komisyon gelirinde Garanti Bankası’nı 544 milyon TL ile Akbank, 358 milyon TL ile İş Bankası, 259 milyon TL ile Yunanlılara ait Finansbank, 142 milyon TL ile Rus Şerbank’a satılan Denizbank izliyor.

Kamunun eli de vatandaşın cebinde Mesela vatandaş devlete olan borçlarını gününde ödeyemediği zaman devlet anında vatandaşına aylık yaklaşık %5 faiz uygulamaktadır, bunu gören vatandaş aylık faizi %5 altında olan bankalara koşarak devlete olan borcunu ödemek için bankalara borçlanmaktadır, sonrasında bankalara elini veren kolunu kaptırıyor misali vatandaş bunun ceremesini çekmektedir. Burda AKP hükümeti ve faiz lobilerine bu günlerde çatan Başbakanın hiçmi suçu yok sorarım sizlere.
Hükümetin doğrudan müdahale etme imkânına sahip olduğu kamu bankaları da kredi kartı aidatlarıyla vatandaşların cebini boşaltıyor. Halkbank’ın geliri 217 milyon TL, Ziraat Bankası’nın geliri 205 milyon TL’ye, Vakıfbank’ınki 177 milyon TL’ye ulaşıyor. Kamu bankalarının kredi kartı aidat geliri toplamda 599 milyon TL’ye ulaşıyor. Kısaca özel bankalar da, kamu bankaları da ellerini vatandaşların cebine atmış durumda. Hükümet de serbest piyasa ilkeleri bağlamında bu soygunu sadece seyrediyor.

AKP döneminde kart sayısı 3.5 kat arttı!

Bankalar arası Kart Merkezi verilerine göre, Türkiye’de kredi kartı sayısı AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana son 10 yılda büyük artış gösterdi. 2002 yılında 15 milyon 700 bin olan kart sayısı, 10 yıl içerisinde üç kattan fazla artarak 54 milyon oldu. Toplam banka kartı sayısı ise, 35 milyon 57 binden, 85 milyon 274 bine ulaştı.

Kısacası Gezi olayları sırasında faiz lobisi dediği bazı çevrelerle bir anlık ters düşen Başbakan 11 yıldır bu faiz lobilerine ve bu bankalara neden bu soygunu yaparlar iken sessiz kalmıştır. Takdiri siz değerli kamuoyunundur.

          SAYGILARIMLA.”

          HABERİN VİDEOSUNU TIKLA İZLE:

            http://www.mersinkamusen.org/video.asp?videoID=4

               

VİDEO ARA

-- T?m Kategoriler --ŞUBE HABERLERİVideolarBASIN AÇIKLAMALARIİLİMİZ HABERLERİGÜNDEMEĞİTİMBİLİM-TEKNOLOJİEKONOMİKÜLTÜR-SANATSAĞLIK-SPOR

ANKET

Tüm Anketler