| |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
Ana MenüMERSİN KAMU-SEN(YARARLAN)
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARZiyaretçi Bilgileri
|
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUNTÜRK BÜRO-SEN MERSİN ŞUBE BAŞKANI HAMDULLAH ÖZBULUT YAZILI BASIN AÇIKLAMASI YAPTI. 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN TÜRK BÜRO-SEN MERSİN ŞUBE BAŞKANI HAMDULLAH ÖZBULUT YAZILI BASIN AÇIKLAMASI YAPTI. “Dünyanın her yerinde emeğine, haklarına sahip çıkan, eşitsizliklere ve ayrımcılığa karşı direnen kadınlarımızın var olma mücadelesine katkı sunmak amacıyla gerçekleştirilen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü, yine buruk, kadının eğitim, çalışma hakkından tutun da en temel hak olan yaşam hakkına kadar uzanan baskılara ve şiddete maruz kaldığı bir dünyada kutlamak durumundayız. Oysa emek örgütü olarak biz, bu günün kadınlarımızın çalışma hayatında özellikle kadın olmasından kaynaklanan sorunlarının kamuoyu önünde tartışıldığı ve çözümler üretildiği bir gün olmasını arzu ederdik. KADINA ŞİDDET ASLA KABUL EDİLEMEZ Maalesef her yıl olduğu gibi kadın cinayetlerinin her geçen gün arttığı, bu cinayetlerin işleniş biçiminin vahşileştiği, Kadınların yaşam tarzına saldırıların sık sık gündeme geldiği, cinsel şiddet yaygınlaştığı, çocuk istismarının daha önce görülmemiş şekilde arttığı bir dönemden geçiyoruz. 2015 yılında toplam 303 kadın öldürülmüşken, 2016 yılında bu sayı artmış 328'e ulaşmıştı. 2017 yılı Ocak ayında 37, Şubat ayında 30 kadın en yakınları (koca, baba, kardeş, erkek arkadaş) tarafından öldürüldü. Kadınlar, erkek şiddetine karşı adalet arayışından vazgeçmiyor; şiddet olaylarının birçoğu kolluk kuvvetlerine intikal ettiriliyor ve yargıya taşınıyor. Ancak Basından takip ettiğimiz kadarıyla Şubat ayında hunharca katledilen kadınlarımızdan üçünün devlet koruması altında olduğunu öğreniyoruz. Peki devletimiz kendisine sığınan, şiddete maruz kalan kadınlarımızı yeterince koruyamıyor mu? Kadınlar çocuklarının gözleri önünde öldürülüyor, kadın cinayetlerinde yaş aralığı gittikçe düşüyor, çocuklar, doğmamış bebekler öldürülüyor. Devletimiz bu konuda her türlü önlemi ivedilikle almalıdır. Bu konuda hiçbir mazeret kabul edilemez. KADIN İSTİHDAMI HALEN İSTENİLEN DÜZEYDE DEĞİL Dünya geneline baktığımızda, kadınların erkeklere oranla eğitim seviyelerinin daha düşük, işsizlik oranının kadınlarda daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki, dünyada ve ülkemizde kadınlar çalışma hayatında yeteri kadar yer alamamakta, kariyer gelişimi noktasında erkeklerin gerisinde, daha düşük ücretlerle, güvencesiz bir biçimde çalışmak zorunda kalmaktadır. Nüfusumuzun % 49.8'ini kadınlar oluştururken, Erkeklerin istihdam oranı kadınların istihdam oranının 2.4 katıdır. Üst düzey kadın yönetici oranımız sadece % 9.4'tür Kadın işsizliği son iki yılda yüzde 36 artarak, 1 milyon 151 binden, 1 milyon 566 bine yükseldi. Bir araştırma şirketinin yaptığı araştırmaya göre; 0-5 yaş aralığında bulunan çocukların gündüz bakımı işinin % 86'sını annelerin gerçekleştirdiği, ev işlerinin boya/badana hariç tamamının kadın tarafından yapıldığı ortaya çıkmıştır. Çalışan kadınların azımsanamayacak bir bölümü çocuk sahibi olduktan sonra, çalışma hayatını bırakmıştır. Yine bu araştırma; İlk evlilik yaşı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların ve erkeklerin ilk evliliklerini en fazla 20-24 yaş aralığında yaptığını, ilk evliliğini 18 yaşından önce yapan kadınların oranının % 28,2, erkeklerin ise % 5,6 olduğunu ortaya koymaktadır. Bu da kadınların erken yaşta evlenerek toplumdan ve sosyal hayattan uzaklaştırıldığını, eğitimini tamamlayamadığını, aile içinde üstlendiği görevler nedeniyle çalışma hayatını bırakmak durumunda kaldığını göstermektedir. Boşanmalarla ilgili yapılan araştırmada ise, Kadınlar için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedeninin % 42,6 ile evin geçimiyle ilgili ekonomik sıkıntılar olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla çalışma hayatından uzaklaştırılan kadın, ekonomik olarak yaşadığı sıkıntılar sebebiyle boşanma yolunu seçmektedir. KADINLAR, ÇALIŞMA HAYATI VE SOSYAL HAYATTA DAHA AKTİF OLMALIDIR Ülkemizde kadın istihdamının ve üst düzey kadın yönetici oranının çok düşük olmasının en önemli nedeni kadınların, Annelik ve toplumun aile içinde kadına yüklediği roller nedeniyle erkeklere göre çalışma hayatında dezavantajlı duruma düşürülmeleridir. Kadının, yeterli liyakate sahip olduğu halde hak ettiği görevlere getirilmemesi ve işten çıkarılacaklar listesinde en üst sıraya oturtulması asla ve asla kabul edilemez bir durumdur. Annelere yarım gün çalışma hakkı getiren kanun, torunlarına bakan Anneanne ya da Babaanneye maaş ödenmesi gibi düzenlemeler annelerin çocuklarına daha fazla zaman ayırmalarını ya da çocukların birinci derece yakınlarınca bakılmasını sağlayacak olsa da, bu kanunla eş zamanlı olarak çıkarılan, doğum yapan kadınların yerine Özel İstihdam Büroları aracılığıyla geçici çalıştırılacak kiralık kadın işçi teminini öngören hükümler, güvencesiz, düşük ücretli ve geçici kadın işçi çalıştırmanın yolunu açmış, kadınların zaten zayıf olan iş güvencesini yerle bir etmiş, annesi ya da kayınvalidesiyle aynı ilde yaşamayan çalışan anneler bundan yararlanamamıştır. Biz bu konularda hiç kimsenin mağdur edilmediği, herkesi kapsayan kalıcı düzenlemelerden yanayız. GÜVENCESİZ ÇALIŞMANIN EN BÜYÜK MAĞDURU KADINLAR OLACAKTIR Toplumu ayakta tutan en önemli unsurlarda biri kadındır. Kadının eğitimi, çalışması, yükselmesi ve güvencesi toplumu da bir adım öteye taşıyacaktır. Son bir yıldır önce paralel, sonra da PKK ile mücadele konusunda memurun iş güvencesi büyük bir engelmiş gibi lanse edilerek, kamuoyunda algı oluşturulmak istenilmektedir. Bankamatik memurundan devlete ihanet eden memurlar sürecine kadar getirilen, şimdide ölçünün ne olacağı henüz anlaşılamayan performansa dayalı ücretlendirmeyle karşı karşıya kalan kamu çalışanları zor durumdadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu yaptığı açıklamalarda, performans sistemi ve 657 sayılı DMK değişikliğinin referandum sonrası yapılacağını açıklaması da kafalarda karışıklık yaratmıştır. Performansın neye göre ölçüleceği belirlenememişken, performans değerlendirmesinin yandaş bürokratlar tarafından yapılacak olması da, kamu çalışanlarını endişeye sevk etmiştir. Hükümeti bu yanlış uygulama kararından vazgeçmeye davet ediyoruz. Türk Büro- Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle geçen yıl olduğu gibi iş güvencemize göz dikenleri bir kez daha uyarmak istiyoruz. Bu girişimler memurun varlığına karşı yapılmış bir saldırıdır. Her türlü yasal zeminde hakkımızı kullanmaktan asla çekinmeyeceğiz. En çok kadınlarımızın mağdur olacağı iş güvencesi, bizim kırmızıçizgimizdir. Tayin hakkı olmayan, aile bütünlüğünün korunmadığı, her türlü istismara ve baskıya açık, yarının belli olmadığı, çalışanların geleceğinin karartıldığı güvensiz ve güvencesiz çalışmayı, asla kabul etmeyeceğiz. Gençlere iş aş bulmak, güvenli bir gelecek inşa etmek yerine, evlatlarımızın yarınlarını karartacak devletimizi şirkete, kamu çalışanlarını da hükümetin memuruna dönüştürecek bir düzenlemeye izin vermeyeceğiz. Yarınların daha güzel olması umuduyla, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyoruz.” Bu haber 1893 defa okunmuştur.
|
VİDEO ARASedir Haber |
|||||||||||||||||||
Türkiye Kamu-Sen Mersin
Altyap?: MyDesign Haber Sistemi |