Ana Menü
Ziyaretçi Bilgileri
»Aktif |
1
|
»Bugün |
6
|
»Toplam |
581685
|
Sayın Ziyaretçimiz |
»IP'niz |
3.15.147.215
|
» Bu sitemizi
ziyaretiniz |
|
Anasayfa »
SÖZLEŞMELİYE KADRO ÇİLESİ
30 Temmuz 2013, 08:58
SÖZLEŞMELİYE KADRO ÇİLESİ 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4-B maddesi “ Sözleşmeli Personel” başlığı altında aşağıdaki şekilde ifade edilmektedir: “Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklif ve Personel Dairesi Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.” Yukarıdaki kanun maddesi her şeyi bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Anlaşılacağı üzere 4-B’li istihdam bir projenin süresi içinde çalıştırılıp daha sonra sözleşmeleri fesih edilen personeli kapsıyor. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin işbaşına gelmesi ile birlikte memur mevzuatını değiştirmek, tüm çalışanları sözleşmeli yapmak ve iş güvencesini ortadan kaldırmak için birçok çalışmalar yapıldı. Hatırlanacağı üzere bu hususta kanunlarda çıkarıldı. Ancak Anayasaya aykırılık gerekçesiyle Kamu Yönetimi Reformu adı verilen yasa Anayasa Mahkemesinden döndü. Memurların güvencelerinin ellerinden alınmasının tek yolu Anayasanın 128. maddesindeki tanımın değiştirilmesinden geçtiğini herkes biliyor. Bu hususta da Hükümetin tabir-i caizse henüz bu sevdasından vazgeçmediği görülmektedir. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna iktidar partisi adına katılanların Anayasanın 128. maddesindeki “memur” ifadesinin kaldırılması için önerge vermelerinden anlaşılmaktadır. Kamudaki 4-B’li istihdamıyla ilgili olarak, son 11 yılda mevcut yasa maddesi çiğnenerek 300 binin üzerinde 4-B’li istihdamı gerçekleştirilmiştir. Devletin asli ve sürekli işlerinin en başında gelen Eğitimden Sağlığa, Adaletten Gümrüğe kadar hemen hemen 4-B’li ya da benzer sözleşmeli statüde istihdam yapılmayan kamu kurumu kalmamıştır. Bu konuda toplu görüşme ve son olarak toplu sözleşme masalarında sendikalar büyük mücadeleler vermiş, özellikle 4-B ve 4-C’li istihdamın yanlışlığını sürekli ifade etmişler ve bu yanlışlıktan dönülmesi için de her platformda bu konuyu dillendirilmişlerdir. Bilindiği gibi sözleşmeli çalışanların sorunu, sadece kadro ve güvence değildir. Nakilden tutunuzda, bölünmüş ailelere, ücret dengesizliğinden ikinci sınıf muamelesi görmelerine kadar onlarca sorunla iç içe yaşamalarıdır. Siyasi iktidar 2011 seçimleri öncesi 2 Haziran 2011’de çıkardığı KHK ile sözleşmeli istihdam edilen yaklaşık 200 bin 4-B’liyi kadroya geçirerek olumlu bir iş yapmıştır. Ancak o günden bu yana 4-B’li istihdamını sürdürmüştür. Bu gün itibariyle 4-B’li ve diğer kurumların özel kanunları ile benzer şekilde istihdam edilenlerin kadroya geçirilmesi TBMM’de kabul edilmiştir. Ne yaman çelişkidir ki, kamu kurumları hala 4-B’li personel alımlarını sürdürüyorlar. Bu yanlış istihdam yolundan dönülmeli, bununla da yetinilmemeli özellikle 4-C’li sözleşmeli çalışanların da kadroya geçirilerek tüm sözleşmeli çalışanların sorunu kökten çözülmelidir. 11 yıl boyunca hem 300 bin sözleşmeli sıkıntı ve acı çekmiştir hem de kamuda huzursuzluk oluşmuştur. Ayrıca verimsizliğe de sebep olunmuştur. Bu konuda çalışanlar da iktidar da bir hayli yıpranmış ve zaman kaybetmiştir. Bir tek gerçek vardır ki; oda kamu çalışanlarının statülerini ve ücretlerini farklılaştırarak mesafe alınamadığıdır. Tek tip memur istihdam modeline topyekûn kamunun dönmesi yegâne çıkar yoldur. Yani 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4-A maddesine uygun istihdam yapılmasıdır. Sözleşmeli çalışanların kadro çilesi bu yolla sonlandırılabilir.
Bu haber 801 defa okunmuştur.
|
|
BENİM ÖĞRETMENLERİM-125 Ekim 2020 |
|
VİDEO ARA
|